Korku Filmleri Nereye Gidiyor ?

Korku filmleri bana göre iki bambaşka şekilde incelenmek üzere ikiye ayrılmalıdır.

Yerli ve Yabancı yapımlar olarak ayırmaktan bahsediyorum,




Şimdi gelip derseniz bütün yapımlar böyle ayrılıyor diye kesinlikle katılmadığımı belirtmek isterim sizlere,


Neden diye soracak olursanızda kısaca şöyle açıklayayım kendimi.


Beyaz perdede karşımıza çıkan bütün yapımlar kendi içlerinde 

benzerlik ve farklılıklara sahiptir,

Tıpkı diğer film türleri gibi, ancak -korku filmleri- ayırdığımız bu iki kol içinde farklı olgulara sahiptir.



Drama evrenseldir, temelini insan duygularından alır örneğin, tabi ki izlenildiğinde herkeste aynı hissi uyandırmaz ama anlamak bizler için daha kolaydır.

Savaşlar, ayrılıklar, kayıplar evet ne olursa olsun her toplumun anlayabileceği detaylardır.


Sadece çok ya da az olarak kişinin hisleri değişir.


Veya daha geniş bir örnekten bahsedeyim, komedi filmleri örneğin;


Ülkemizde belki de en çok ortaya çıkartılan ancak ne yazık ki temel klişeleri -şive komedisi, argo vb.- detaylardan sıyırdığımızda bir, iki saatlik hüsrandan başka bir şey olmayan filmler.


Dil unsurunun en önemli farklılık olduğunu gözlemleyebildiğimiz filmlerdir aynı zamanda, komedi filmleri.


En azından belli bir farkındalık ve zeka gerektiren kaliteli yapımlarda dilin önemi daha net gözükmektedir. 


- Finlandiya'lı bir insan için Türk yapımı bir komedi filminin eksik kalması gibi-


Aslında oldukça sığ bir inceleme yapmış olsamda örneklendirme ihtiyacı duydum dram ve komedi üzerinden.


Gelelim asıl konu başlığımız olan Korku filmlerine.


Hollywood için korku filmleri sınırsız bir konu seçeneği içinde, sabitleşmiş ögelerle izleyiciye sunulan işlerdir genelde.


Ama eğer bu filmlerin bir izleyicilerinden biriyseniz, bunun kültleşmiş bir bütün olduğunu anlarsınız.


Yani bodrumdan gelen tıkırtılar sizleri rahatsız etmez, -sarışın güzel bir kadın karaktere - aşağıya inme yakarışında bulunabilirsiniz, sıradan ama yadırganmayacak detaylardandır bu.


Ama asıl konuya odaklandığınızda, bilim, psikoloji, tarih ve mitolojik ögelerle bezenmiş bir olay örgüsü karşınıza çıkar.


Bu filmin zincilerini kırmaya yardımcı olur, izlerken size de hayal gücünüzü zorlama şansı tanır.



Amerikan yapımları bizler için Gerilim filmlerinden pek ayrılmaz yine de.

Nedense toplum olarak -genellemeden kaçınarak gözlemlediğim kadarıyla- bu filmler bizim için korku filmi değil, sanki bir gerilim, polisiye filmiymiş gibi etkiler uyandırır.


Geçtiğimiz on yıllara baktığımızda özellikle seksenler sonrasında aşama aşama bir değişimi gözlemek mümkündür aslında.  Ama son yıllarda kaliteli yapım konusunda biraz hayal kırıklığına uğradığımı inkar etmiyorum Amerikan Korku Filmlerinde.


Bunun sebebi ne mi dersiniz ?


Hollywood Yeşilçam'a dönmeye başladı sanki.


Yaratıcı konulardan vazgeçip, şeytanla kafayı bozdular adeta,  Peder evlerine gelip şeytanlaşan çocukla uğraşmaya başladı, 
Amerikalıların okyanusun öbür tarafında ki köklerine bir özlemleri midir bilemem, ama sanki bir Orta Çağ yöntemlerini uygulayalım kafasına girdiklerini düşünüyorum.

Dedim ya Hollywood Yeşilçam'a dönmeye başladı diye;

Bizim durumları biliyorsunuz, yarı yarıya Arapça geçiyor filmlerimiz,

Şimdi açıklama ihtiyacı duyuyorum yanlış anlaşılmak veya taraflı yaklaştığımı düşünmenizi istemem çünkü


- Korku filmlerini severim, yerli yabancı farketmeksizin izlerim.-

Tarihin işlediği günlerden beri kaç kültürün geçtiği bu topraklar,  Dünya'da kimse tarafından inkar edilemeyecek bir kültürel zenginliğe sahip.

Tarih desen gırla var mitoloji desen gırla var.
Eh bizim filmlerde ne var; Cin var, hoca var dinle ilgili ne ararsan var.

Olmasın mı bunlar ?


Olsun olsun bunlarda olsun. Ama sadece bunlar olmasın,

bahsettiğim zenginliklerimiz de kullanılsın.

Çünkü Türkçe olmayan bir isimle film yayınlayıp, karanlık bir fragmana çeşitli dualar koyarak arkasından bir tanede çığlık patlatarak sadece kendimizi tekrarlıyoruz.


Eh şu da inkar edilemez bir gerçek ki, toplum olarak bu detayları daha ilginç buluyoruz. Olay aslında korku filmlerinin tanımından kaynaklanıyor sanırım, dediğim gibi yabancı yapımları korkudan ziyade gerilim vb. türlerin içinde eritiyoruz ve öyle yorumluyoruz.


Ama son birkaç sene içinde bazı olumlu gelişmeler farkettim,
Hasan Karacadağ'ı tanıyorsunuzdur belki, meşhur dabbe serisinin yönetmeni kendisi,

2015 yılında yayınlanan Magi filmini örnek olarak göstereceğim, zira dabbe serisinden gördüğümüz kadarıyla, bir iki detay hariç tipik yerli filmlerle aynı paralellikte onlar.


Magi filminde ufak bir detay farkı var, İslam'dan ziyade Hristiyanlık karşımıza çıkıyor  bu sefer,


Asıl önemli detay ise Nazi Almanyası'na uzanması, Adolf Hitler'in ölümü konunun içinde yer alıyor.


Sadece hoca kavramını duymuyoruz bu sefer, okulist gibi kavramlarda var anlık olarak geçsede.


Filmin yabancı oyuncularla çekilmeside güzel bir detay elbette, geniş bir konu üzerinden ele alınan filmi yurtdışına pazarlamak için makul bir yöntem bana kalırsa.


Hikayenin çıkış noktasının gerçek olduğunu bilmek, İkinci Dünya Savaşına ilgiliyseniz eğer sizi bu konuda araştırma yapmaya teşvik ediyor.


Sonuç olarak demek istediğim;

Bu gibi gelişmelerin köklü bir reform olmasa dahi, bu adımda bir girişim olduğunu dile getirebiliriz.



Çok fazla kavram ve teknik detaya değinmeden konu bazlı olarak incelemeye çalıştım korku filmlerini. Diğer türleri de dediğim gibi oldukça sığ bir şekilde örneklendirdim konudan sapmamak için. 


İlerleyen zamanlarda bu konuda da bazı yazı yazabilirim.


Sonraki yazımda görüşmek üzere.

















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sırp Rakısı / Rakija

Chuck Palahniuk / Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi

Kim bu Dimash ?