Black Panther Film Eleştirisi
Uzunca bir zamandır yazmayı yine ihmal etmiştim,
Buna güzel bir konu ile son vermeye karar verdim.
Loving Vincent filmiyle ilgili yazmak istediğim sayfalarca
şey olmasına rağmen çokta abartmadan sizler için bir yazı yazmıştım, ülkemizin
sinema anlayışıyla yakından uzaktan bir bağlantısı olmamasına rağmen alınan
okunma sayısı ve olumlu dönüşlerden sonra sebepsiz bir mutlulukla baş başa bırakmıştınız
beni.
Buradan da ilginiz için teşekkürlerimi bir kez daha
ileterekten yeni konumuza giriş yapıyorum.
Kendimle ilgili memnun olduğum gelişmelerden birisi sinemaya
haftada birkaç gün gitme alışkanlığımı yeniden kazanmış olmam, bunun getirisini
kelimelere dökecek olmak ise buralarda daha çok boy göstereceğim anlamına
geliyor bir noktada.
Süper Kahraman filmleriyle aranız nasıldır ?
Belki delicesine hayran olduğunuz bir iki karakter vardır,
belki de tam tersi olabildiğine uzaksınızdır bu alandan.
Yapımlara ayrılan bütçelerin, kullanılan tekniklerin
zenginleşmesine rağmen kalitede fark edilebilir bir düşüş olduğunu inkar etmek
çılgınlık olsa gerek.
En azından kendi görüşüm böyle, çünkü beni asıl etkileyen
detaylar inanılmaz efektler ya da ekranın en parlak yüzlerini görmek değildir;
Hikayedir.
Filme ayırdığım iki saat içerisinde insanı büyüleyen
görüntülere tanıklık etmeyi elbette isterim, ancak hikayenin altı boşsa film de
bir o kadar boştur benim için.
Yukarıda bahsetmiş olduğum süper kahraman filmlerine karşı
olan ilgi konusuna gelecek olursak sevdiklerim de var tabiri caizse şişirilmiş
olduklarını düşündüklerim de.
Ancak bu sefer hem hikaye hem de görsellik bakımından beni
tatmin eden bir filmi sizlere aktaracağım.
Filmin adı Black Panther.
Aslına bakarsanız bu konuyu daha önce yazarak henüz
izlemeyen arkadaşlara bir rehberlik yapmayı dilerdim, ancak önceliğim olan
başka filmlerden dolayı sırayı bir türlü bu filme getirememiştim.
Bu filmde beni en çok etkileyen detay neydi diye sorarsanız,
Amerika’dan binlerce km uzakta olmasıydı diyebilirim.
Evet bir Hollywood yapımı için bu ifadeyi bir ayrıcalık gibi
kullanmam garip kaçmış olabilir, ama haksız olduğumu düşünmüyorum. Gerçekten
siz sıkılmadınız bu durumdan ?
Afrika’dan.
Afrikalıların konuştuğu İngilizce’yi işitmek bana her zaman
keyif verir, bu bile güzel bir değer katmış bana kalırsa.
Bunun gibi artıları önceden belirtmek istedim ki
bahsedeceğim karakter ve olayları kafanızda canlandırırken Times Meydanı’nı
düşünürek değil Afrika’yı düşünerek okuyun.
Haritalarda boşuna aramayın ancak bulamayacaksınız. Tıpkı
Batman’in Gotham, Superman’in Metropolis’i gibi.
Peki kahramanımıza yani Black Panther’e gelirsek gücünün
kaynağı nereden geliyor ?
Tabi ki panterin ısırmasıyla bu hale gelmiyor.
Gücünün kaynağı uzaydan düşen bir meteordan geliyor. Daha
doğrusu bu meteor ile yeryüzüne ulaşan bir element ile.
Bu elementin adı Vibranium.
Tüm coğrafya bu elementin sağladığı güç ile tek bir kralda
birleşiyor, tabi bu noktada Panter Tanrı olan Bast’ın da görevini es geçmemek
gerek.
Böylelikle ilk Black Panther söz konusu kral oluyor, ve
nesilden nesile bu günlere gelene kadar Wakandalılar Vibranium’un sağladığı
gücü teknolojiye kullanarak başlı başına Afrika’nın ortasında bir Atlantis’e
dönüşüyorlar.
Aslında çok detay vermişim gibi gelmesin, filmin sadece ilk
5 dakikadan az süresinde bu giriş sizlere sunuluyor.
Veyahut ülkemizde yasaklı olan Wikipedia’dan da destek
alabilirsiniz. Bilgiye ulaşmada engeller tanımamak gerek ne de olsa.
Her neyse konumuza dönecek olursak, dünyanın en gelişmiş
teknolojisine sahip ancak dünya’dan bu gücü saklı tutan ve üçüncü dünya ülkesi
imajını sürdüren bir Wakanda ve yeni kralını izliyoruz filmde.
Bir panterin sahip olduğu özellikleri yüksek teknoloji ve dünyanın en güçlü elementiyle harmanlayın;
İşte karakterimizin gücünün kaynağı.
Bu sırada güzel kültürel ögeler ve bana kalırsa haklı
isyanlarda görüyoruz.
Zaman zaman ırkçılığı, zaman zamansa Amerika’nın dış
politikasına yönelik bazı detayları.
Hatta günümüzde ki Afrika’nın mevcut sorunlarını.
Tüm bu kaynakların doğru kullanılması ile sizleri hiç
sıkmayacak güzel bir giriş filmi ortaya çıkmış.
Daha fazla detaya inmeyeceğim çünkü bundan daha fazlası
spoiler olacaktır.
Yönetmen koltuğunda Ryan Coogler’ın oturduğu bu film solo
Marvel filmleri içerisinde bana kalırsa açık ara ön sıralarda anılması gereken
bir yapım.
Black Panther rolünde gördüğümüz Chadwick Boseman ve oyuncu
kadrosunda ki diğer isimlerden başta Lupita Nyong’o, Micheal B. Jordan ve
Florence Kasumba gayet karakterlerine yakışan güzel oyunculuklar sergilemişler.
Her zaman ki gibi sizler için fragmanı buraya
bırakıyorum, umarım anlattıklarım ile fragman örtüşür ve zaman ayırıp bu filmi
izlersiniz.
Yakın zamanda yayınlayacağım yeni film eleştirilerinde görüşmek üzere.
İzleyeceğim dediğim filmlerden bu film Marvel filmlerine bayılırım teşekkürler :)
YanıtlaSilÖncelikle yorumunuz için ben teşekkür ederim. Şimdiden iyi seyirler diliyorum. :)
SilPek süper kahraman filmi seyretmem. Geçenlerde kafama esip sinemaya gitmiştim ve izlenebilir bir Black Panther filmi vardı ve ben de seyrettim. Oldukça memnun kaldım, işlediği konu ve senaryosu oldukça güzel. Marvel'e farklı bir bakış açısı kattığını söylemek mümkün. Belki de Dünya'mızın herhangi yerinde buna benzer teknolojiyi saklayan bir topluluk vardır.
YanıtlaSilYorum için teşekkürler. Yazıda değindiğim gibi, standart bir Marvel filminin ötesinde olmuş, sanıyorum ki Afrika faktörü en büyük etken. İzlemediyseniz Dr.Strange de diğer yapımlara kıyasla farklı bir filmdir. :)
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilDr Strange izlemek istediğim fakat bir türlü izlemeye koyulamadığım bir film. Kesinlikle izleyeceğim. Zaten Benedict Cumberbatch gibi beğendiğim bir oyuncu var. Aslında kafamda tüm Marvel filmlerini tek tek izlemek var. Çıkacak Avengers filminin hikayesini anlayabilmek için tabii ki.
Sil