Kayıtlar

kültür etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Chuck Palahniuk / Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi

Resim
Herkese merhabalar, Gecenin bir yarısında yazmak geldi içimden, Vakit bulmuşken es geçmek istemedim bu arzuyu. Bildiğiniz gibi yazdığım başlıklar ağırlıklı sanat dalları üzerine oluyor, İçine elbette ki kültürü serpiştiriyorum, aksi pek mümkün sayılmaz zaten. Birkaç defa ise güzel dönemlerde sadece Kültür üzerine de yazılar yazmıştım sizler için. Bu sefer sanattan girip kültürden çıkacağım. Biraz sorgulama yapmak bu kavramların arasında güzel bir lütuf olur benliklerimiz için. O halde başlayalım. Konumuza sanattan başlıyoruz. Yazının başrolünü takdim ediyorum; Survivor. Korkmayın ne yazık ki akla ilk geleni değil. Chuck Palahniuk ’in eseri olan Survivor. Evet Edebiyat ’a haksızlık ettiğimi düşündüm yazılarımda, bu yüzden daha fazla ertelemeden bu güzel başlıktan tartışacağız bu kitabı. Şimdi dürüstçe şunu söylemeliyim ki eserleri orijinal isimleri ile dile getirmek güzel bir saygı örneği bence. Bilmiyorum filolojiye olan ilgimin bir getiris

Çizgi Roman Çılgınlığı

Resim
Yılın ilk yazısından merhabalar herkese, Temennim geride kalan yıllardan daha güzel geçsin demek olacak sanırım, en azından kendi beklentim bu yönde. Kısa zaman içerisinde 2000 bin okuyucuya ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum, milyonların derdinde olsaydım bu mecrada olmazdım zira, ulaşabildiğim herkese sevgilerimi iletiyorum. Yazılarımdan gördüğünüz üzere kültür dedik sanat dedik ama bir alanda yoğunlaşmadım. Daha var bana kalırsa  “işte buraya ağırlık vereceğim” dememe, bu sebeple farklı konulardan havuzumuzu doldurmaya devam edeceğim bir süre daha. Gelelim bu yazımızın konusuna; Çizgi Romanlar. Evet şimdi şöyle bir dipnot bırakalım buraya Konuyla yakından uzaktan alakam yok. Bu değil ki hiçbir şey bilmiyorum, bu yazının ulaşabileceği bu alanda ki uzmanlaşmış arkadaşlara komik gelmesin ibarelerim diye söylüyorum. Bir süredir aklımdaydı çizgi roman okumaya başlamak. Bazen bu evren size de dar gelmiyor mu ?   Bana baya dar geliyor çoğu zaman. İzl

Korku Filmleri Nereye Gidiyor ?

Resim
Korku filmleri bana göre iki bambaşka şekilde incelenmek üzere ikiye ayrılmalıdır. Yerli ve Yabancı yapımlar olarak ayırmaktan bahsediyorum, Şimdi gelip derseniz bütün yapımlar böyle ayrılıyor diye kesinlikle katılmadığımı belirtmek isterim sizlere, Neden diye soracak olursanızda kısaca şöyle açıklayayım kendimi. Beyaz perdede karşımıza çıkan bütün yapımlar kendi içlerinde  benzerlik ve farklılıklara sahiptir, T ıpkı diğer film türleri gibi, ancak -korku filmleri- ayırdığımız bu iki kol içinde farklı olgulara sahiptir. Drama evrenseldir, temelini insan duygularından alır örneğin, tabi ki izlenildiğinde herkeste aynı hissi uyandırmaz ama anlamak bizler için daha kolaydır. Savaşlar, ayrılıklar, kayıplar evet ne olursa olsun her toplumun anlayabileceği detaylardır. Sadece çok ya da az olarak kişinin hisleri değişir. Veya daha geniş bir örnekten bahsedeyim, komedi filmleri örneğin; Ülkemizde belki de en çok ortaya çıkartılan ancak ne yazık ki temel klişeleri

Persepolis Animasyonu / İran Devrimi Nasıl Gerçekleşti ?

Resim
İran 'ı ne kadar tanıyorsunuz ? Ben tanıdığım kadarıyla çok seviyorum, Muazzam bir kültür ve sanat geçmişine sahipler. Tarihi ve sinemayı seven bir insan olarak okudukça, izledikçe önyargıyla yaklaşmamam gerektiğini öğrendim. Zaten önyargılı bir bakış açısına da sahip değilimdir genel olarak. Sizlere tarihinden, sosyal yapısından, aldıkları Oscar'lardan bahsetmeyeceğim bu yazımda. Önce, eğer yanılgılarınız varsa onların üstünde durmalıyız zira. Evet İran'da şeriat var bildiğimiz gibi. Ama gerçekten İran bize lanse edilen kadar geri kalmış bir toplum yapısına mı sahip ? Bu konuda algının değişmesi için ilk önce şu yaklaşımı denemenizi tavsiye ederim; Bir yabancının gözünden Türkiye nasıl gözüküyor ? Bu soruya objektif olarak bakarsanız aynı tavırın içinde kendinizi İran'a bakarken görebilirsiniz. Böyle bir giriş yapmak istedim sizler için, şimdi gelelim asıl konuya. Persepolis dersem bir şey canlanır mı acaba ? Şöyle yapalım sizi İran Devriminden

Hadi Başlayalım !

Uzun zamandır düşündüğüm bir şeydi yazmak. Yazmayı seven ama kendi için yazanlardandım şu vakte kadar, artık işin yönünü değiştirmeye karar kıldım. Okurken fark edeceksiniz edebi bir kaygı olmaksızın yazacağım, su içer gibi olacak sizler için.  Ne mi yazacağım peki ? Onu pek bilmiyorum açıkcası, zamanla ordan oraya savrulacak parmaklarım klavyenin üstünde.  Ama öncelikle şunu söyleyeyim deneyim paylaşmak bence günümüzün en büyük nimetlerinden birisi, kimi zaman insan bilgi edinmek kimi zamansa kendi düşüncelerini okuduğu satırlarla teyit etmek istiyor.  Ben istiyorum en azından belki sizinde işinize gelir bu talep. Bir düşünelim bakalım ne yazarım; Sanırım başta sizlerle ortak bir kaç nokta yakalamak gerekli kitaplardan, dizilerden, müzikten konuşuruz. Gezdiğim yerlerden de örnekler serpiştiririm araya bilipte gitme şansım olmadığı yerlerden de.  Yeri gelir dünya mutfaklarından konuşuruz yeri gelir içki kültürlerinden de. Ben beş söylersem siz on şey söyl