Kayıtlar

Chuck Palahniuk / Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi

Resim
Herkese merhabalar, Gecenin bir yarısında yazmak geldi içimden, Vakit bulmuşken es geçmek istemedim bu arzuyu. Bildiğiniz gibi yazdığım başlıklar ağırlıklı sanat dalları üzerine oluyor, İçine elbette ki kültürü serpiştiriyorum, aksi pek mümkün sayılmaz zaten. Birkaç defa ise güzel dönemlerde sadece Kültür üzerine de yazılar yazmıştım sizler için. Bu sefer sanattan girip kültürden çıkacağım. Biraz sorgulama yapmak bu kavramların arasında güzel bir lütuf olur benliklerimiz için. O halde başlayalım. Konumuza sanattan başlıyoruz. Yazının başrolünü takdim ediyorum; Survivor. Korkmayın ne yazık ki akla ilk geleni değil. Chuck Palahniuk ’in eseri olan Survivor. Evet Edebiyat ’a haksızlık ettiğimi düşündüm yazılarımda, bu yüzden daha fazla ertelemeden bu güzel başlıktan tartışacağız bu kitabı. Şimdi dürüstçe şunu söylemeliyim ki eserleri orijinal isimleri ile dile getirmek güzel bir saygı örneği bence. Bilmiyorum filolojiye olan ilgimin bir getiris

Loving Vincent Film Eleştirisi

Resim
Sevgili dostlar, Bu ara yoğunluğumdan dolayı aklıma gelen bir sürü yazı fikrini ertelemek durumunda kaldım. Eh işim için sürekli yazıyorum orası ayrı ancak ikisini arka arkaya yazarsam üslup bakımından bir karışıklık furyasına düşeceğime inanıyorum, bu sebeple hafta sonunu kolladım yazmak için. İnanın bu sefer ki konu o kadar heyecan vericiydi ki benim için, beklemek bir o kadar zor oldu. Başlıktan anlayacağınız üzere; Loving Vincent filmini konuşacağız bu yazımda. Şuan yazarken bile nereden devam edeceğime karar veremiyorum, o kadar çok şey söylemek istiyorum ki, kısa bir tanıtımla başlamak en iyisi olacak sanırım. Filmimizin konusu Vincent Van Gogh ’un hayatı üzerine, Ancak şöyle bir detay var ki, filmde Vincent ile anıları olan insanların flashbacklerini izliyoruz. Çünkü film Vincent’ın ölümünden tam bir yıl sonrasında geçiyor, Yazdığı son mektubun yolcuğunu izliyoruz film de. Polonya - Birleşik Krallık ortak yapımı filmin süresi ise 1

Çizgi Roman Çılgınlığı

Resim
Yılın ilk yazısından merhabalar herkese, Temennim geride kalan yıllardan daha güzel geçsin demek olacak sanırım, en azından kendi beklentim bu yönde. Kısa zaman içerisinde 2000 bin okuyucuya ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum, milyonların derdinde olsaydım bu mecrada olmazdım zira, ulaşabildiğim herkese sevgilerimi iletiyorum. Yazılarımdan gördüğünüz üzere kültür dedik sanat dedik ama bir alanda yoğunlaşmadım. Daha var bana kalırsa  “işte buraya ağırlık vereceğim” dememe, bu sebeple farklı konulardan havuzumuzu doldurmaya devam edeceğim bir süre daha. Gelelim bu yazımızın konusuna; Çizgi Romanlar. Evet şimdi şöyle bir dipnot bırakalım buraya Konuyla yakından uzaktan alakam yok. Bu değil ki hiçbir şey bilmiyorum, bu yazının ulaşabileceği bu alanda ki uzmanlaşmış arkadaşlara komik gelmesin ibarelerim diye söylüyorum. Bir süredir aklımdaydı çizgi roman okumaya başlamak. Bazen bu evren size de dar gelmiyor mu ?   Bana baya dar geliyor çoğu zaman. İzl

Irkçılığı Haykıran Bir Eser " Strange Fruit"

Resim
Yeni bir haftaya başladık, yılın son haftasına. Takvimler 25 Aralık’ı geride bırakırken bende geçtiğimiz günler itibariyle  yeni yaşıma adım attım. 2017 nasıl bir yıldı tanımlamak oldukça zor, karman çorman bir dönem adeta bir değişim rüzgarıydı benim için. Yenisinin hepimiz için daha güzel olmasını temenni ederek bu yazıya başlamak istedim. Sıcak havaların arkası kesilmedi uzunca bir süredir, mevsimlerde kaydı muhabbeti yapmayacağım ama öyle olduğunun farkındayız hepimiz.  Nitekim son günler gerçekten soğuktu, bu sabah işe gelirken güneş bulutların arasından sıyrıldı ama. Havayla beraber dinlediğim müziklerde değişti elbette. Noel vesilesiyle aşina olduğum bazı parçaları dinlemeye başladım, ardından o eski müzikler beni Jazz parçalara yönlendirdi. Bu yazımda size hikayesi olan bir eserden bahsetmek istedim. Ne zaman okudum hatırlamıyorum, ama uzun zaman oldu bu olayı öğreneli. Bugün müzik beni ona yöneltti, sizlerle paylaşmanın güzel olacağını düşündüm. Jazz v

Noel, Yılbaşı ve Türk Kültürü

Resim
Kafamda yine kurmuştum şunları şunları yazacağım diye, ama kurmamla kaldı yine.  Ama bu kadar ara vermek yeter, yeni yazımla karşınızdayım.  Cadılar Bayramı konulu yazım ilgi çektiği için diğer bir çelişkili güne diktim gözümü.  Noel ve Yılbaşı sorunsalı ? Durun durun ikisi aynı şey değil bunu biliyorum. Ama bilemeyenler o kadar çok ki,  Ayırdını yapamadan Yılbaşı Hristiyan Bayramı diye gezinenleri de, 31 Aralık akşamı göreceğimiz Mutlu Noeller’ci paylaşımlar yapanları da göreceğiz yine. Renkli bir ülkeyiz. Ama halk renk körü işin acısı.  Akla karayı seçemiyoruz haliyle bir gürültüdür gidiyor. Neyse konudan sapmadan devam ediyorum.  Christmas yani Noel; İsa’nın doğumu nun kutlanmasıdır en basit tanımıyla.  Bu arada 31 Aralık’ta kutlanıldığı algısı bu tepkilerin artmasına sebep oluyor bazı kesimlerde.  Yanlış 25 Aralık  asıl tarih en azından Gregoryen Takvimine göre öyle.  Bazı Ortodoks Kiliseleri 6 Ocak olarak kabul eder örneğin Ermeni Kilisesi gibi.  Yıl