Loving Vincent Film Eleştirisi


Sevgili dostlar,

Bu ara yoğunluğumdan dolayı aklıma gelen bir sürü yazı fikrini ertelemek durumunda kaldım.

Eh işim için sürekli yazıyorum orası ayrı ancak ikisini arka arkaya yazarsam üslup bakımından bir karışıklık furyasına düşeceğime inanıyorum, bu sebeple hafta sonunu kolladım yazmak için.

İnanın bu sefer ki konu o kadar heyecan vericiydi ki benim için, beklemek bir o kadar zor oldu.

Başlıktan anlayacağınız üzere;

Loving Vincent filmini konuşacağız bu yazımda.

Şuan yazarken bile nereden devam edeceğime karar veremiyorum, o kadar çok şey söylemek istiyorum ki, kısa bir tanıtımla başlamak en iyisi olacak sanırım.

Filmimizin konusu Vincent Van Gogh’un hayatı üzerine,

Ancak şöyle bir detay var ki, filmde Vincent ile anıları olan insanların flashbacklerini izliyoruz.

Çünkü film Vincent’ın ölümünden tam bir yıl sonrasında geçiyor,

Yazdığı son mektubun yolcuğunu izliyoruz film de.

Polonya - Birleşik Krallık ortak yapımı filmin süresi ise 1 saat 35 Dakika.

Yönetmen koltuğunda ki isimler ise  Dorota Kobiela ve Hugh Welchman.

Öyle bir görsel şölene şahit oluyorsunuz ki gözünüzün önünden ayrılmıyor bu sahneler, tıpkı şuan yazarken hayal ettiğimde olduğu gibi.

Şimdi işin biraz daha teknik kısmından bahsetmek istiyorum, çünkü biyografi üzerine olduğundan aşina olduğunuz bir konu veya denk geldiğiniz bilgiler olabilir konu ile ilgili sonuçta sıradan bir ressamdan bahsetmiyoruz;

Modern Sanatın kurucu isimlerinden birinden bahsediyoruz.

Teknik demiştim,

Gelelim o kısma, Şimdi burayı tanımlamak biraz daha karışık ve hayranlık uyandırıcı.

Bu film bir animasyon. Ama sıradan bir animasyondan çok öte,

Ekspresyonizm’in (Dışa Vurumculuk) en başarı tasvirlerine tanık olduğumuz bir animasyon.

Filmi ortaya çıkaran karelerin tek tek el ile tuval üzerine çizildiğini söylemem gerek,

Bu sizin için bir anlam ifade etmediyse eğer sayılardan bahsedeyim.

Yaklaşık 65.000 tablodan oluşuyor bu şaheser, yanlış duymadınız 65.000 dedim.

Tamı tamına 125 ressamın teker teker Vincent Van Gogh’un tablolarının devamı niteliğinde ki aynı teknikle çizdiği 65.000 eser.

O renklerin ahengi, görüntülerin akışı sizi tablonun içine sokuyor,

Gerçekten hissediyorsunuz, bir parçası oluyorsunuz adeta.

Film sadece gözlerinize değil, kulaklarınıza da hitap ediyor,

Müzikler başta Requiem For a Dream’in müziklerini de yapan Clint Mansell imzalı.

Eminim ki sizleri de etkileyecek bu notaların uyumu.

Teknikle ilgili diğer bir ilginç detay ise filmin oyuncuları,

Şimdi kafanızda bazı soru işaretleri oluştuğunu düşünüyorum, fazla detaya girmeden şöyle bir dipnot düşeyim;

En basit tabiriyle yağlı boya tekniği ile düzenlenen görüntüler bu tabloların içine yerleştiriliyor.

Böylelikle film ne yapay bir animasyon izlenimi sunuyor ne de tuvale çizilen tabloların yanında eğrelti kalıyor.


Oyuncular içerisinde en aşina olduğumuz sanıyorum ki Game of Thrones’ta Bronn karakterine can veren 
Jerome Flynn,

Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, gelmiş geçmiş bütün filmler içinde çok ama çok özel bir yere sahip bu film.

Vincent Van Gogh’a karşı nötrseniz hayran olmanıza, benim gibi zaten beriden gelen bir hayranlığınız varsa bu hayranlığınızı katlamanıza sebep olacaktır bu film.

Kapanış yapmadan evvel şu ilginç detayları vermek istiyorum.

Vincent 37 yaşında kendi hayatını sonlandırmış bir ressam,

Ama bu 37 yıllık ömrün sadece son 10 yılını resim yaparak geçiriyor,

Geçmişi ise başarısız bir eğitim hayatı ve başarısız olduğu işlerde geçiyor.

Ayrıca çok yalnız bir insan olduğunun altını çizmek gerekiyor,

Peki bu 10 yıl içerisine kaç eser sığdırmış olduğunu tahmin edebilir misiniz ?

Ben söyleyeyim. Yaklaşık 2000 eser bıraktı.

Ve işin beklide en üzücü detayı ise;

Ömrü hayatında sadece tek bir eserinin satılmış olması.

Bu bilgileri paylaşmamda ki sebep sizleri düşünmeye itmek istemem.

Vincent Van Gogh’dan güzel bir sözle bitirmek istiyorum

Sanatımla insanlara dokunmak istiyorum, desinler ki ne kadar derin, ne kadar hassas hissediyor.

Fragmanı buradan izleyebilirsiniz, bir başka yazımda görüşmek üzere.


Yorumlar

  1. Ben bu filmi tamamen ruh hastası insanlar tarafından yapıldığına inanıyorum. Neden 95 dakikalık bir filmin her karesik tek tek çizilir ki? En yakın zamanda izleyip anlayacağım 🙂

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sırp Rakısı / Rakija

Chuck Palahniuk / Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi

Kim bu Dimash ?