Noel, Yılbaşı ve Türk Kültürü

Kafamda yine kurmuştum şunları şunları yazacağım diye, ama kurmamla kaldı yine. 
Ama bu kadar ara vermek yeter, yeni yazımla karşınızdayım. 
Cadılar Bayramı konulu yazım ilgi çektiği için diğer bir çelişkili güne diktim gözümü. 

Noel ve Yılbaşı sorunsalı ?


Durun durun ikisi aynı şey değil bunu biliyorum. Ama bilemeyenler o kadar çok ki, 

Ayırdını yapamadan Yılbaşı Hristiyan Bayramı diye gezinenleri de,


31 Aralık akşamı göreceğimiz Mutlu Noeller’ci paylaşımlar yapanları da göreceğiz yine.


Renkli bir ülkeyiz. Ama halk renk körü işin acısı. 

Akla karayı seçemiyoruz haliyle bir gürültüdür gidiyor.
Neyse konudan sapmadan devam ediyorum. 

Christmas yani Noel;

İsa’nın doğumunun kutlanmasıdır en basit tanımıyla. 


Bu arada 31 Aralık’ta kutlanıldığı algısı bu tepkilerin artmasına sebep oluyor bazı kesimlerde. 
Yanlış 25 Aralık asıl tarih en azından Gregoryen Takvimine göre öyle. 
Bazı Ortodoks Kiliseleri 6 Ocak olarak kabul eder örneğin Ermeni Kilisesi gibi. 
Yılbaşı ise Yıl-Başı. 

Baya bu kadar özelliği falan yok, Dünya dönüşünü tamamlıyor bir sonra ki seneye atlıyoruz. Kutlamaya bahaneden başka bir şey değil, gayet boş ve eğlenceye açık bir gece o kadar. 


Şimdi gelelim en büyük çelişkiye. Bizim Radikal İslamcılar, neye niçin karşı çıkıyorlar ? Ben bunu çözmek için çok kafa yormuştum ama işin içinden çıkamamıştım. 

Din bilgim kısa ve özdür. Bütün dinlerle ilgili yazılar, kültürler okurum genelde. Az buçuk bilgimle şunu söyleyebilirim ki İslam’da daha önce gelen peygamberler kabul edilir. 


Eh o zaman İsa’nın doğumunun kutlanmasında sakınca nedir ? 

Bunu protesto etmek niyedir ? 
Öyle olunca daha fazla mı sevap kazanılıyor bilemiyorum. Çok radikalsiniz gerçekten tebrikler.
Tamam bunları da bir kenara bırakalım, ama bu çelişkiyi bir kafanızdan geçirin mantıklı açıklama varsa söyleyin bana cahil kalmayayım. 

Şimdi bir başka dikkat çeken konuya gelelim, kendi kültürümüzü daha iyi bilmek adına bu kısım hoşunuza gidecektir eminim; 



Çam Ağacı Kültürü 


Bunu Batı kültüründen aldığımızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir. 

Aslında bu bizim kültürümüz ve Batı bizden alıyor bunu.  
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'nın açıklamalarından kısa bir derleme yaptım.

Şöyle ki Orta Asya’dan göç etmeden önce diğer bir deyişle İslamiyet öncesi Türk toplumlarında, Yeryüzünün ortasında bir “Akçam Ağacı” olduğu inancı var, 


Ağacın en tepesi Ülgen‘in (İyilik Tanrısı) Sarayına kadar uzanıyor. Geceyi, gündüzü ve Güneş’i yönetiyor. 

Bilirsiniz Türk Kültüründe Doğu her zaman için daha kıymetli olmuştur, devletler yüzlerini hep Doğu’ya dönmüştür.
Güneş bu denli önemlidir işte. 
Geceler kısalıp, gündüzler uzamaya başlayınca kısaca ekinoksun ardından 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor. 
Savaşın sonunda gün kazanıyor. 
Güneşin yeniden doğuşu “yeniden doğum” olarak kabul ediliyor. 
İşte bu Bayrama Nardugan deniyor. Nar: Güneş Tugan: Doğan anlamına geliyor. 
Güneşin zaferinin şenliklerle “Akçam Ağacı” altında kutlanması ise çam geleneğinin kökenini oluşturuyor.
Şimdi bunun Batı’ya geçişi ise Hunlar sayesinde oluyor. 
Nargudan’ı Hristiyanlar İsa’nın doğumuyla ilişkilendiriyor. 

Son olarakta tarih ise şu şekilde değişiyor: İmparator Konstantin döneminde yapılan İznik Konsilinde bu kutlama 22 Aralık’tan 24 Aralık’a alınıyor.



Ve ortaya “ Noel Bayramı” çıkıyor. Batı Kilisesi tarihi 25 Aralık olarak Kutluyor ve bugün olduğu haliyle devam ediyor. 
1605 yılında Almanya’da çam ağacı süslenmesi ilk kez görülmeye başlıyor. 

Sonuç olarak Noel Bayramı’nın temelleri Orta Asya’da ki Türklerden Batı Dünyasına geçiyor.


Noel ve Yıbaşının farklarına değinmek istedim bu yazımda. 

Bir de kendi kültürümüze ışık tutmak istedim, çünkü keşfedilecek o kadar çok detay var ki.

Sonra ki yazımda görüşmek üzere.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sırp Rakısı / Rakija

Chuck Palahniuk / Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi

Kim bu Dimash ?