Nilüfer Müzik Festivali

Bu yıl itibariyle adını daha sık duyurmaya başladı bu festival.

İlkini kaçırdığım için kendimi affedemedim hala. Gidemediğim için üzülmüştüm baya.


Bursa'nın Nilüfer ilçesinde bu yıl üçüncüsü düzenlenen festival Balat Ormanında 3 sahne ve kamp alanlarında oluşan geniş bir festival alanına sahip.


Kendi memleketimde olması diğer şehirlerde yaşayan insanlara kıyasla festivalle daha iç içe olmama sebep oldu hep, ister istemez yoğun bir reklam tufanına maruz kalıyorsunuz zaten.



Geçen sene ilk katıldığım zaman evden festival alanına gidip gece dönüyordum. Geçen senenin aftermovie videosunu buraya bıraktım izleyebilirsiniz.




Çok güzel vakit geçirdim, kaliteli sanatçıları dinleme şansım oldu.

Yemek olarak köy kaydınları derneklerinin bulunduğu bir alan var. 

Gidip oradan pişi, pilav gibi kendi yaptıkları yiyeceklerden alabiliyorsunuz.


Festivale geldiniğiz ilk gün size bileklikler takılıyor, renklerine göre ;


Kamp, kombine ve reşit olmanıza göre 2 tane bileklik takılıyor. 

Festival bitmeden çıkarmamanız gerekiyor yoksa biletiniz iptal edilmiş sayılıyor.

Reşit olanlar 3.sahneye erişim hakkına sahip, çünkü alkollü bir alanda üçüncü sahne,


Bu bakımdan güzel bir denetim olduğunu söyleyebiliriz.


Bu yıl bazı değişiklikler vardı, örneğin ben de evime oldukça yakın olmasına rağmen kamplı bilet satın aldım.


Çadırları sırtımıza yüklenip alana gittik.


Biraz geç kaldık sanırım çadırları kurarken zemini seçme şansımız olmamıştı, uyurken çalırlar ve ağaç kökleri uyku matlarını hiçe sayıp baya rahatsız etti.


Ama ilk geceden sonra pek önemi olmadı bunların ertesi günden itibaren konserler başladığı için, açıkhava ve alkolünde etkisiyle kafamızı vurduğumuz gibi uyuduk rahat rahat.


Festival de konserler dışında çeşitli etkinliklerde vardı;


Biz pek katılmadık, konserlerden önce ki saatlerde dışarıda kahvaltı etmeye gidiyorduk çünkü, geri kalan zamanda da konserlerdeydik hep.


İlk sene benim katılamadığım festival yerli ve yabancı sanatçılar bakımından eşit gibiydi.


İkinci senesinde yabancı müzisyen sayısını arttıran festival Oscar and the Wolf gibi yabancı gruplara da ağırlık vermişti.


Ama bu sene itibariyle büyük çoğunluğu yabancı sanatçılara ayırmışlar.


Açıkcası bu durum beni memnun etti, festival de her zaman aynı kişileri dinlemekten çok hoşlanmıyorum - Duman çıktığında tabi ki çok eğlendik- ama siz anladınız ne demek istediğimi.


Yeni müzikler keşfetmek daha değerli bir fırsat benim için.


Örneğin daha önce Eurovision'da Yunanistan'ı temsil eden Koza Mostra grubunu heyecanla bekledim.Beklentimin de üstündeydi performansları çok eğlendim.


Koza Mostra Konserinin sonundan bir fotoğraf o kırmızı çembere alınmış olan ben oluyorum.





Diğer bir favorimse Celtic Socials oldu. Kelt müziğinden hoşlanıyorsanız açıp dinlemenizi tavsiye ederim. 


Müzik sizi kendine bağlıyor sanırsınız İskoçya'dan göçmüşsünüz de kanınız çekiyor gibi.

Danslarına bir anda uyum sağlıyorsunuz inanılmaz bir sahne hakimiyetleri vardı.

Saymakla bitmeyecek bir sürü güzel konsere katıldık.Diğer katılanları incelemek için fotoğrafı inceleyebilirsiniz.





Önümüzdeki seneyi iple çekiyorum, yine biletleri çıktığı gibi alacağım. 


Umarım seneye sizlerde katılırsınız, eğleneceğinizi temin ederim,


Sonra ki yazıda görüşmek üzere.






Bu blogdaki popüler yayınlar

Sırp Rakısı / Rakija

Chuck Palahniuk / Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi

Kim bu Dimash ?